Yorum Kategorileri

22 Kasım 2014 Cumartesi

Sıcak Bedenler - Isaac Marion

(www.dr.com.tr)
 Ona rastlayana kadar bir ölüydü…

 Sıcak Bedenler kitabının kapağını işte böyle bir yazı süslüyor. Zombiler dünyayı ele geçirmiş, zombilik bir hastalık gibi yayılırken dünya üzerinde çok az sayıda insan kalmıştır. Bir gün baş kahraman “R” (yalnızca isminin baş harfini hatırladığı için kendisine o şekilde sesleniyor) ve diğer zombi arkadaşları yemek avına çıkarlar (yemekleri tabii ki sağlıklı insanlar). R, avladıkları insanların içinde Julie’ yi görür ve o anda ona aşık olur. Onu diğer zombilerden korur, tek başına yaşamakta olduğu terk edilmiş uçağa getirir ve aralarında değişik bir etkileşim başlar. Julie onu iyileştirmektedir! Kısaca kitabın konusu zombi-insan aşkı. Bir nevi vampir-insan aşkına benzemiş gibi sanki değil mi?

 Aylar önce izlediğim aynı adlı filmin ilham kaynağıymış aslında bu kitap. Normalde kitabı okumadan filmini izlemeyi sevmem, çünkü önce kitabı okuduğum zaman zihnimde canlandırdığım olay örgüsünün filmde eksik kalan kısımlarını kendim doldururum. Ama bu kez, kitaptan uyarlanan bir film olduğunu bilmediğim için önce filmi izleme gafletinde bulundum. Bu nedenle kitap beni çok sarmadı, olacakları önceden ekrandan gördüğüm için böyle bir şey olduğunu düşünüyorum. Çünkü normalde her aşk kitabını bayılarak okurum. Zira Twilight serisinin etkisi filmler bile bittiği halde üzerimden halen geçmedi.

 Fantastik aşk romanlarını sevenler için gerçekten orijinal bir kitap, kesinlikle tavsiye ederim. Ama dediğim gibi siz siz olan filmini önce izlemeyin.

 O kadar film film dedim, filmden de bahsetmeden olmaz! Başrolü yakışıklı İngiliz oyuncu Nicholas Hoult –kendisini İngiliz gençlik dizisi Skins’ ten hatırlıyoruz- , Teresa Palmer ve John Malkovich paylaşıyor. Kitabını okuduktan sonra mutlaka izleyin, film oldukça güzel çünkü.
(www.blackfilm.com)

(screencrush.com)



 Son olarak kitaptan birkaç alıntı paylaşıyor ve sizlere veda ediyorummm.

"Neden insanları öldürmek zorundayız bilmiyorum. Bir adamın boynunu kemirmek neye yarıyor bilmiyorum. Bende olmayan şeyleri onlardan çalıyorum. Onlar ortadan kayboluyorlar ve ben kalıyorum. Basit ama anlamsız bir durum, gökyüzündeki deli bir kanun koyucunun belirlediği keyfi kurallar. Ama bu kurallar sayesinde yürümeyi sürdürebildiğimden, onlara harfiyen uyuyorum." -R

“Tuhaf bir meraka kapılarak tabağından bir erişte alıp çiğniyorum. Hiç tadı yok. Hayali bir yiyecek gibi, havayı çiğnemek gibi.” -R

“Kalbimin küt küt attığına neredeyse yemin edebilirim. Oysa sadece onun kalbi atıyor olmalı, göğsüme yaslanan sımsıkı kalbi.” -R

“Konuşmasını seyrediyorum. Çenesinin kımıldamasını ve dudaklarından dökülen sözcükleri teker teker biçimlendirmesini seyrediyorum. Onları hak etmiyorum. Sıcacık anılarını. Onları ruhumun sıvalı çıplak duvarlarına boyamak isterdim, ama boyadığım her şey dökülüyor sanki.” -R

Yazılarımı beğeniyor ve takip etmek istiyorsanız, "İzleyiciler" sekmesine tıklayarak blogumu takibe alabilirsiniz. Youtube kanalım yine blog ismim ile aynı (Gitarist Kızın Güncesi). Bookstagram hesaplarını seviyorsanız, beni burada bulabilirsiniz.
Goodreads hesabımı mı soruyorsunuz? Orada da "Gitaristkiz" olarak kayıtlıyım.
Mutlu günler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder