Aslında bu kitabı taaaa Muhteşem Yüzyıl dizisi başladığında almıştım, malum o dönemde Hürrem Sultan ile ilgili kitaplar bomba gibi patlamıştı. Ama ne yazık ki üniversite derslerimin yoğunluğu yüzünden bir türlü elime alıp okuyamadım, şu an neler kaçırmışım diye dizlerimi dövüyorum!
Kalınlığı biraz göz korkutuyor, 813 sayfa az değil tabii ki ama inanın o kadar akıcı o kadar sürükleyici bir kitap ki, "boş bir zaman olsa da bitene kadar durmadan okusam" diye düşüneceksiniz eminim. Kitap Hürrem Sultan' ın daha küçücük çocukken kaçırılmasından sonra başından geçen olayları anlatıyor. Kızıl saçlı, yeşil gözlü Rus kızı Aleksandra, Sultan Süleyman ile tanışıp Osmanlı Devleti' ni yıllarca gizliden gizliye yönetebilen bir kadın haline geliyor. Bu yolda entrikalar, türlü türlü fedakarlıklar ve Hürrem Hanım' ın Süleyman' a duyduğu aşk yazar tarafından oya gibi işlenmiş. Bazı bölümler +18 yaş sınırına hitap ediyor, harem ilişkileri zaman zaman çok açık anlatılmış. Ama günümüzde 'Grinin Elli Tonu' serisini rahatça okuyabilen gençlerimiz için bu kitaptaki sahneler göze bile batmayacaktır kanımca :)
Yazarımız, "tarihi boşlukları kurguyla doldurulmuş olan bir roman" diye bahsetmiş bu kitabından. Bence de öyle, tarih dersinden nefret eden ben, kitabı on iki günde bitirdim ki eğer zamanım olsaydı daha kısa sürede bitirirdim. Her bölümden sonra diğer bölümü ölesiye merak ediyor insan, o kadar içine çekiyor okuyanı. Bazen Hürrem' e kızacağınız, ama genel olarak çokça üzüleceğiniz harika bir hikaye.
Sözün özü, okumayan kalmasın! Elinizden bırakmak istemeyeceğiniz, içinizi sıcacık ısıtırken kanınızı da dondurabilecek harika bir kurguya sahip bu romanı okumadan geçmeyin derim. Sözlerimi tamamlıyorum ve sizi kitaptan vurucu alıntılarla baş başa bırakıyorum :)
"Geliyorum Osmanoğlu," diye fısıldadı morlaşan bulutlara fısıldayarak. "Bekle beni Süleyman. Tacını tahtını paylaşmaya geliyorum." - Hürrem
Çeyiz torbasını kucağına çekti Aleksandra. "Moskof Cariye," diye söylendi hınçla. "Bu evin sahibi olacak Moskof Cariye." - Hürrem
"Kavuk ve kaftan ne ki? Birkaç metre kumaş, birkaç tel sırma ve taş. Ona kıymetini veren içindekidir bana sorarsanız." - Hürrem
"Git bakalım Mustafa," diye mırıldandı. "Bak bakalım, gittiğin yerde oturacak taht, başına koyacak taç bulacak mısın? Cehennemde sarayı kim bulmuş ki sen bulacaksın?" - Hürrem
Yazılarımı
beğeniyor ve takip etmek istiyorsanız, "İzleyiciler" sekmesine tıklayarak blogumu takibe alabilirsiniz. Youtube
kanalım yine blog ismim ile aynı (Gitarist Kızın Güncesi). Bookstagram
hesaplarını seviyorsanız, beni burada bulabilirsiniz.
Goodreads hesabımı mı soruyorsunuz? Orada da "Gitaristkiz" olarak kayıtlıyım.
Goodreads hesabımı mı soruyorsunuz? Orada da "Gitaristkiz" olarak kayıtlıyım.
Mutlu günler!